Sevdiğine, Görmeden âşık Olabilir Misin?

  • Konbuyu başlatan cendere
  • Başlangıç tarihi
C

cendere

Ziyaretçi
Sevdiğine, Görmeden âşık Olabilir Misin?

dünyanın Farklı Coğrafyalarında Yaşayan İki Lübnan Asıllı Yazarın Birbirlerini Hiç Görmedikleri Halde Yirmi Yıla Yakın Mektuplaşarak Birbirlerine Divaneler Gibi Duydukları Aşkın Mektuplarda Kalan Hikâyesidir Mayziyade.

birbirleriyle Hiç Karşılaşmamışlar, Sadece Yazdıkları Mektuplarla Aşklarını Dillendirerek, Ölümleriyle Efsaneleştiren İki Engin Yüreğin Hikâyesidir Mayziyade.

halil Cibran (1883–1931 ) Lübnan'da Doğduğu Halde Sonrada Ailesiyle Abd' Ye Yerleşmiş Ve Orada Ölmüştür. Mayziyade (1886–1939) Lübnan'da Doğmuş Ama Ailesiyle Mısır'a Taşınıp Hayatını Orada Sonlandırmıştır. 1912'de Başlayıp 1931'deki Halil Cibran'ın Ölümüne Kadar Mektuplaşmışlardır. Başlarda Edebi Yazışmalar Olarak Başlayan Mektuplaşmalar, Sonraları Sırılsıklam Aşkın Kendisi Olmuştur. Cibran'ın Ölümünden Sonra Mayziyade, Acı Elbisesini Giyerek Dünyadan Elini Eteğini Çekmiştir. Bu Acıyı Unutmak İçin, Seyahatlere Çıkmış, Başka Meşguliyetlere Yönelmiş Ama âşık Olduğu Adamın Yokluğu Onu Günden Güne Eritip Takatsiz Bırakmıştır. İntihara Teşebbüs Etse De Başaramamış Ve Akli Dengesini Kaybetmek Üzereyken Dostlarının Yardımıyla Azda Olsa Kendine Gelebilmiştir. Daha Sonraları Tekrar Kalemine Sarılarak Alarak Edebi Metinler Yazan Mayziyade, 1939'da Kahire'de Vefat Etmiştir.

mayziyade Ve Hiç Görmediği Cibran

cibran Ve Hiç Görmediği Mayziyade

tam Yirmi Yıl Boyunca İki Kişi Aşk Yaşar Ve Aşk Mektuplarını Aşkın Hizmetkârları Getirip Götürürler. Mektubu Yazdığın Aşkını Görmeyeceksin, Sesini Duymayacaksın, Ellerinden Tutup Aşkın Memleketine Yol Almayacaksın Ve Gözlerinde Ölmeyeceksin.

may, Cibran'ı Arar, Bulduğu Tek Yer Mektuplardır.

may, Cibran'ı Sorar, Bulduğu Tek Yer Mektuplardır.

may, Cibran'a Ağlar, Ağladığı Tek Yer Mektuplardır.


ya Cibran……

ellerini Uzatsa Da May'dan Uzak…

koklamaya Çalışsa Da May'dan Uzak…

yüreğinden Feryatlar Etse De May'dan Uzak….

kelimelerin Rengi Maddeden Yoksun Manaya Bürünerek Dökülürken Parşömen Kağıda…aşkın Çırağı Yakar Kül Eder…..külü De Kül Eder…külü Kül Eden Rüzgarı Da Kül Eder…

“mektupların Ne Kadar Güzel, May, Ne Kadar Hoş. Dağların Tepesinden Düşlerimin Vadisine Akan Bir Nektar Nehri Gibi”

ve…

“sen Bende Yaşıyorsun Ve Ben Sende, Bunu Sen De Biliyorsun, Ben De.”

ve Yine….

“tüm İnsanlar İçinde Ruhuma En Yakın Olanı, Yüreğime En Yakın Olanı Sensin, Ruhlarımız Ve Yüreklerimiz Asla Kavga Etmez. Sadece Düşüncelerimiz Kavga Eder. Ruhumuz Düşüncelerimizden Çok Önce İçimizde Yüce Bir Öz Oluşturdu. Düşüncenin İşi Düzenlemedir Ve Ruhumuzda Yeri Yoktur.”

may, Bu Aşk Bilgesine Bilgece Mukabele Eder……her Satırına Özlem Mürekkebini Damlatır…damlar, Damlar Ve Sayfa Tekrar Beyaz Renge Bürünür. May Tekrar Mürekkebe Koşar…mürekkep Bitmemiştir…ve Bitmeyecektir…sayfa Doymak Bilmez..mürekkep Akmak….may Cibran'a Der Ki…..

"güneş Ufukta Kayboldu, Harika Şekilli Güzel Bulutların Arasından Parlak Tek Bir Yıldız Belirdi, Venüs, Aşk Tanrıçası. Bu Yıldızda Bizim Gibi Aşk Ve Arzuyla Dolu İnsanlar Mı Oturur Acaba? Acaba Venüs De Benim Gibi Mi Ve Kendi Cibran'ı Mı Var -kendi Uzakta Ama Aslında Çok Yakında Olan Güzel Varlık- Ve Acaba O Da Şu Anda, Ufukta Titreyen Alacakaranlıkta, Alacakaranlığı Karanlığın İzleyeceğini Ve Karanlığı Işığın İzleyeceğini Ve Günü Gecenin İzleyeceğini Ve Geceyi Günün İzleyeceğini Ve Sevdiğini Görmeden Önce Bunun Defalarca Tekrarlanacağını Bilerek Ona Mektup Mu Yazıyor? Ve Böylece Alacakaranlığın Ve Gecenin Bütün Yalnızlığı Hiç Sezdirmeden Ona Yanaşıyor. O Zaman O Da Elindeki Kalemi Alacak Ve Karanlıktan, Bir Adım Kalkanına Sığınacak: Cibran."

ufuktaki Bülbüller Bu Sözlerin İdamını Yaşarken, Güllerin Ağlamasını Duyarlar Mı Hiç?

cibran, Aşkın Damıtılmış Halidir. Zamanın Kerem'i…..

may'la Arasındaki Dağları Delmesi İçin Gönderilmiş…

ama Bu Hicran Dağlarını Hangi Kerem Delebildi Ki? ….keremler Kerem Görmeyeceklerse Eğer, Aşk Neden Boyunlarına Yük…

aşk Cibran'la May'ın En Hafif Ve An Ağır Yükü….ümit Dolu Ümitsiz Bir Aşk Hasretiydi Çektikleri…belki Birbirlerini Görebileceklerken…

neden Mektuplardan Medet Umuyordu İki Aşk Dolu Kalp….

cibran…ah Cibran….vuslatı Göremeyen Aşk Deryası….satırlara Aşkını Ağlayarak Gömen Mayziyade'de Ki İlahi Nefes….. İlahi Tutku….

“bana Aşktan Korktuğunu Söylüyorsun, Neden Küçüğüm? Güneş Işığından Korkuyor Musun? Denizin Gelgitinden Korkuyor Musun? Günün Doğuşundan Korkuyor Musun? Baharın Gelişinden Korkuyor Musun? Aşktan Neden Korktuğunu Merak Ediyorum. Sıradan Bir Aşkın Beni Memnun Etmeyeceği Gibi Senin De Sıradan Bir Aşktan Hoşlanmayacağını Biliyorum. Sen Ve Ben Ruhtaki Duyguları Sınırlamakla Asla Doyuma Ulaşamayız. Daha Çoğunu İstiyoruz Biz, Her Şeyi İstiyoruz.” “ah May, Aşktan Korkma; Aşktan Korkma, Gönül Dostum. Acıdan, Perişanlıktan, Arzudan Yana Ne Getirirse Getirsin, Ne Kadar Karmaşık Ve Şaşkın Olursa Olsun Kendimizi Ona Teslim Etmeliyiz.”

"keşke Sesimi Kanatlandırmak Ve Mırıltılarımı Şarkılara Döndürmek İçin Burada Olsaydın. Yine De "yabancılar" Arasındayken Görünmez Bir "dostun" Beni Dinleyip Tatlılık Ve Duyarlılıkla Gülümsediğini Bilerek Konuşacağım."

may, Cibran'ın Esrarlı Aşkına Kulak Verdi….ona Kalbinin Pırlantalı Yollarında, Sadece Yazılabilen Şarkılardan Söyledi. Kara Kara Bulutların Gölgesinde Nur Alevi Saçan Meşale Gibi Oldu.

aşkını Daha Fazla Yazarak Tazeledi… May Aşkını Tazelerken, Aşkta May'ı Tazeliyordu.

her Kelimesine Uzaktaki Sevgili Diye Başlamıyordu….”uzaktaki Yakınım…yakındaki Uzağım” Diye Başlıyordu….

ve Uzaklar Yakın..yakınlar Uzak Oluveriyordu…..

ve May'lar Cibran'a, Cibran'lar May'a Dönüşüyordu.

"aşkın Eşlik Ettiği Yoksulluk Ve Sıkıntılar Sevgisiz Zenginlikten Çok Daha İyidir. Bu Düşünceleri Sana İtiraf Etmeye Nasıl Cesaret Edebiliyorum. Tanrı'ya Şükürler Olsun Ki Bunları Söylemeyip Yazıyorum, Çünkü Şu Anda Burada Olsan, Hemen Geri Çekilip Uzunca Bir Süre Senden Kaçarım Ve Söylediklerimi Unutuncaya Kadar Da Beni Görmene İzin Vermem."

cibran, Hiç Görmediği Aşkını Yalnızca Kendine Haykırıyordu….

kendinden Başkasına Haykırsa Duyulabilecek Miydi Acaba?

may'dan Başka Kim Onu Duyabilirdi Ki?

bir Çığlık…iki Aşık….aşk Ve Sesleniş….

aşk Ve Duyuş….aşkı Sadece Aşk Duyar…

aşkı Bir Aşk Bilir…..

may…cevap Arıyordu Aşkın Sorusuna….

“may, Aşkı Bir Amaç Olarak Görürüz, Bir Sona Ulaşmada Bir Araç Olarak Değil.”

bu Satırlara Cevap Arıyordu… Cevap Hem Var Hem Yok…

var Olan Cevap..aşk….

yok Olan Cevap…yine Aşk….

varlık Ve Yokluk Arasında…yine Aşk….

iki Kalp Muhaciri Birbirlerini Özlemekten Başka……

birbirlerini Özlemeyi İstiyordular…..birbirlerini Görseler….

bir Daha Ne Aşk Kalacak, Ne De Aşkın Gizi…..

mektuplara Baktıklarında Birbirlerini Gördüler, Duydular….

bu Kadar…aşkları Bu Kadardı….

bu Kadarlık Bir Aşka İzin Verilmişti..bu Kadarlık ….

“ruhumun Mağaraları Hakkında Ne Söyleyebilirim? Başımı Dinleyecek Başka Bir Yer Bulamazsam Ruhumun Mağaralarına Çekiliyorum. Eğer Bu Mağaralara Girecek Cesareti Bulan İnsanlar Olursa, Orada Sadece Bir İnsanın Dizleri Üstünde Ettiği Duaları Bulacaktır.”

“orfeus'un Lutu Gibi. Sadece Bir Mektubunun Geldiği Bir Gün Bile Benim İçin Dağın Doruğuna Eşdeğer. Düşün Artık Üç Mektubunun Birden Geldiği Güne Ne Demeli? Böyle Bir Gün İçin “yüksek Sütunlu İrem'in” Sokaklarında Dolaşacağım Zamanlardan Vazgeçerdim.”

diyordu Cibran……

ve Devam Ediyordu…..

aşkın Sınırını Özlemekle Çiziyordu Cibran…

may'da Bu Sınırın Bekçiliğine Talipti…

“sana Karşı Taşmaları Ne Demek Bu? Bütün Bunlarla Ne
demek İstediğimi Gerçekten Bilmiyorum. Ama Senin Sevdiğim Olduğunu Ve Sevgiye Saygı Duyduğumu Biliyorum… Bu Düşünceleri Sana İtiraf Etmeye Nasıl Cesaret Edebiliyorum? Böyle Yaparak Onları Yitiriyorum. Yine De Bunu Yapmaya Cesaret Ediyorum. Tanrıya Şükürler Olsun Ki, Bunları Söylemeyip Yazıyorum, Çünkü Şimdi Şu Anda Burada Olsan, Hemen Geri Çekilip Uzunca Bir Süre Senden Kaçarım Ve Söylediklerimi Unutuncaya Kadar Da Beni Görmene İzin Vermem.”

görmeden Aşk Bu Kadar Delicesine ….

mesafeler Sadece Bir Mektuptu…..bir Kaç Kelam….

onlar Mektup Olmadan Yaşayamazdılar….

birbirlerini Görselerdi Yaşarlardı Belki…

ama Mektup Olmadan Asla…….

mektubun İçinde Saklıydı…her Şeyleri…ve Mektupla Birlikte Saklı Kalacaktı….

aşk..mektuplarda Başladı….mektuplarla Bitmedi….

mektuplarla Devam Edecek…belki De …..

bizim Görmediğimiz..bilmediğimiz İklimlerde….

aşkın Hizmetkarlarının Ulaştırmasıyla…..

"hiçbir Zaman Bu Kadar Acı Çekmemiştim, Hiçbir Kitapta Bir Varlığın Bu Çektiğim Kadar Büyük Bir Acıya Katlanacak Gücü Bulacağını Okumamıştım..."
"bu Acı Büyük Arınmadır."

(may Ziyade'nin Cibran'ın Ölümü Üzerine Mektubundan.)

yazan:aydın Belet
 
Benzer konular Forum Tarih
C Gün ve Haftalar 0 3K

Benzer konular

Üst